İki zıt kutuptan söz edeceğim. Bu ülke bugüne kadar ne çektiyse ?siyah ve beyaz?dan çekti. Orta yolu bulmak için çok enerji sarf etmedi. Çünkü ; bizi yönetenler bundan nemalanıyordu. Uzlaşma ve hoşgörü kültürünü yerleştirmede ve yaşatmada çaba sarf etmediler. Aile içinde bile zıt kutuplar oluşturuldu.
Geçmişimizde engin hoşgörü olmasına rağmen tarihi süreçte hoşgörüden eser kalmadı. Giderek uzaklaştık. Sonuç hiç de iyi olmadı. Eğitim sisteminde belki de ders olarak verilmesi gereken bu kavramı genç nesillere sevdiremedik. Bugün işlenen suçların büyük kısmı hoşgörüyü içselleştiremediğimizdendir.
Sadece kendi doğrularını dikte ettirmeye çalışan bireyler bu toplumu sardı.Tahammülsüz ; sabırsız ; tartışma ve uzlaşıdan uzak ;ben egolu ;ötekileştiren ; şiddete ve hakarete daha yatkın bir toplum olma yolunda freni patlamış kamyon gibi son sürat ilerliyoruz. Nereye çarpacağı ve ne kadar hasar oluşturacağını şu an kestiremiyoruz. Toz ; duman ; fırtına hadi hayırlısı?
Yeri ve zamanı geldi mi tarihten dem vurarak atalarımızın hoşgörüsünden bahseder ; konu kendimiz oldu mu hoşgörüden eser kalmaz. Yeşil ışık yandığında önümüzdeki araç 3-5sn.geç hareket etse etmedik hakareti bırakmayız. İnsan günlük yaşantısının her safhasında hata yapabilir. Birçok hatayı yaparken farkında bile olmayabilir. Bir kısmını daha sonra farkına varır telafi etmeye çalışır. Bir kısmının hemen farkına varır ; Özür dilemeyle halleder. Bir kısmını ise hiç telafi edemez.
Hoşgörü; kişinin aldığı eğitim ; yaşadığı çevre ; kelime haznesi ; aile ; kalıtım ;yaş ;cinsiyet ;iklim vs. gibi birçok faktöre bağlı olarak artar veya azalır. Sert iklimlerde genellikle insanların hoşgörüsü iklime bağlı olarak azalabilir. Deniz seviyesinde insanlar daha hoşgörülü davranış sergileyebiliyor. Sosyologlar bu konuları araştırmalarının içine almalılar ve sebep sonuç ilişkilerini ortaya koymalılar.
Bugün toplumun aynası neresidir? TBMM.(Türkiye Büyük Millet Meclisi) Orada hoşgörü var mı? Gün geçmiyor ki Meclisten kavga haberleri gelmesin. Meclis TV. Bir çok olayı da toplumdan kaçırmasına rağmen yine de gündem de sürekli bir gerginlik söz konusu. Yeni nesil bu olaylardan olumlu mu etkileniyorlar sizce? Suya atılan taş misali ; kademeli olarak bu gerginlik toplumun her seviyesine yansıyor. Bu durum toplumun psikolojisini olumsuz etkiliyor. Çünkü oraya onları bu toplum gönderdi. Dönüp tekrar aynaya bakmamız gerekmiyor mu?
Hoşgörü kültürü empati ile doğru orantılıdır. Empati olmadan hoşgörü olmaz. Hoşgörü ile empati atbaşı gider. Yağmur yağarken aracıyla seyir halinde iken ; yol kenarında giden yayaları sırılsıklam çamurlu su içinde bırakan bir yığın sürücüye hepimiz birçok kez tanık olmuşuzdur. O sürücüler de bir gün inşallah aynı çamurlu suların altında kalır ve gerçeği yaşarlar. Hoş gürünün insan yaşamında ne kadar önemli olduğuna tanıklık etmiş olurlar.
Bizim mazimiz de hoşgörü kültürünün duayenleri vardır. Bizlere onların bıraktığı mirası tam olarak aldığımızı; yaşadıklarımıza baktığımızda tam olarak aldığımızı söyleyemem. Bizim eğitim sistemimiz buna göre kurgulanmamış. Yüce Mevlana?nın HOŞGÖRÜ ile ilgili günümüze kadar her ortamda dillendirilen şu meşhur ÖĞÜTLERİN?den belki gençlerimize faydası olur düşüncesiyle burada aktarmayı uygun gördüm.
*** ?Cömertlik ve yardım etmede AKARSU GİBİ OL ;?
*** ?Şefkat ve merhamette GÜNEŞ gibi ol ;?
*** ?Başaklarının kusurunu örtmede GECE gibi ol ;?
*** ?Hiddet ve asabiyette ÖLÜ gibi ol ;?
*** ?Tevazu ve alçak Gönüllülükte TOPRAK gibi ol ;?
*** ?HOŞGÜRÜLÜKTE ?DENİZ? GİBİ OL!?
*** ?YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN ; YAGÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL! ?
Bu toplumun bu nasihatlerden ne kadar nasibini aldığını ; TV. Kanallarındaki cinayet haberlerinden görüyor ve ızdırap duyuyoruz. Sabah kahvaltısında zevkle bir bardak çay içmek isterken bir TV. Kanalını açın; o çayın yudumu boğazınızda düğümlenir. Akşam ; günün yorgunluğunu atmak için TV. Kanallarındaki haber programları baktığımızda yurdun birçok yerinden cinayet ; intihar ; kaza haberleri görüyoruz. Ne kadar hoşgörülü olduğumuzun ölçüsü burada. Tanrı bu topluma hoşgörü de biraz cimri mi davranmış sizce?
Hilmi ÇAKIR
Vizyon Emlak Danışmanlık
BAŞAKŞEHİR - 24.02.2012 - 0 (212) 488 58 85 0 (532) 706 46 20
Bu yazı 2093 kişi tarafından görüntülendi.