Mahalle kültürümüzü kaybettik mesela. Hani şu bakkalı ; çakalı ; kasabı ; kabadayısı ; delisi ; velisi belli olan mahallemiz vardı ya. Her gün bir şekilde yolumuzun düştüğü ; birkaç caddenin kesişip buluştuğu küçük bir meydan ; yanı başında mütevazi bir cami ; meydanı gölgeleyen asırlık ağaçlar? Dükkanlardan sokağa sarkmış tabure tezgahlar ; simitçisi ; ayakkabı boyacısı ; dondurmacısı..
Bildiğiniz bizim eski mahalle işte. Onu kaybettik. Şimdi sitemiz var. Ve site kültürümüz oldu diyeceğim ama ?site?nin kültürü mü olur?? diye hemen itiraz edeceksiniz biliyorum. Adına ne dersek diyelim bu yeni site hayatımız ve numaralı bloklarımız tadımızı kaçırıyor dostlar. Rakamlar ; kodlar ; şifreler ; fişlenmiş bir mahkum gibi hissediyoruz kendimizi zaman zaman. Yeniye düşmanlık değil hayır ; yeni ayrıdır yenilgi ayrı. Biz bu sitelere ; bu soğuk havaya yenildik sanki.
Tadımızı tuzumuzu kaybettik vesselam. Ne külfet gelir oldu bize tebessüm böyle. Ne asık suratlı ; çatık kaşlı sokaklarımız var. Yağmur yağınca bile zevk almıyor bu kaldırımlar. Oysa hüzün şarkıları dinlemek vardı her yağmurda kaldırımlardan. Her bir damla taşa değdikçe yumuşardı taşlar ; yüreğimiz yumuşardı. Hani söylemesi ayıp ; gözlerimiz yaşarırdı sonbahar yağmurlarını seyrederken pencereden. O hüzünlü göz yaşlarımızı da ; ilham kaynağımız yağmurlarımızı da arar olduk mu acaba? Yoksa neyi kaybettiğimizin henüz farkında bile değil miyiz?Baksanıza sokağa ; direksiyondaki ağabeylere ; ablalara? havalara ; bulutlara bakın. Ve yitirilmiş ufuklara! Öteki mahallede diz dize oturup çizdiğimiz şu hülyalı ufuklar. Şu mülkün emanet olduğunu birbirimize fısıldadığımız günler. Kuşun kanadından ; karıncanın yuvasından ; örümceğin ağından ibret aldığımız günler. Bir cenaze de geçmiyor ki sitemizden irkilelim. Bir mezar taşı görmeyeli kaç zaman oldu acaba? Eski mahallede dip dibe yaşardık ölenimizle. Şimdi mezarlarımızı da yitirdik ; en yakını 15 km ötede ; bir dağın tepesinde.
Tabut geçmeyen caddelerde çeşit çeşit konvoylarda çeşit çeşit kovboylar seyrediyoruz. Düğün konvoyu ; sünnet konvoyu ; asker konvoyu ; maç konvoyu ; geliyorum kaç konvoyu ; gençlik konvoyu ; stres atalım konvoyu? Ve tabiî ki kovboylar. Abartı eksozlar ; kornalar ; patinajlar ; makaslar ; bağrışmalar ; ıslıklar ; olmadık artistlikler. Cenazesi olan ; hastası olan ; çocuğu olan ; uykusu olan ne yapsın? Onlar da konvoy yapacak ; başka çaresi var mı ? Kediler ; köpekler bile ürküyor bu havayi fişeklerden farkında mıyız? O tılsımlı ; akşamları yürüdükçe eridiğimiz caddeleri kaybetmişiz artık.Tek kelime ile MÜKEMMEL. Benim içimde olupta yazamadıklarımı ; duygularımı ; duygularımızı ne güzel ifade etmişsiniz. Ağzınıza sağlık.