11 Nisan 2011
Halkın İredesi %10?luk Barajla Cezalandırılmaktadır

Halkın İredesi %10?luk Barajla Cezalandırılmaktadır

BDP?nin Genel Siyasetini Biraz Konuşabilirmiyiz?

Bizim siyasetimizi bir örnekle anlatmak istiyorum bir çocuk düşününki Anadolu?nun herhangi bir köşesinde okul Eylül?de açılırken Kasım?da okula giden Haziran?da bitmesi gerekirken Okulu Nisan?da tarlada bağ bahçe işleri ile yada kuzularla ilgilenmek mecburiyetinde kalan  biri. Okul 8-9 ayda bitmesi gerekirken 5 ayda bitiremek zorunda olan okula gitse defteri olsa kalemi olmayan kalem olsa silgisi olmayan biri düşünün. Hatta ben bir köyde görev yapmıştım 4 kardeş olan bir ailenin çocukları vardı. Bir tek kalemleri ve ayakkabı keçesinden kesmiş oldukları silgileri vardı. Ödevlerini yaparken sıra beklerlerdi.    Diğer tarafta okul öncesi eğitimini Ana Okulunda  okuyan İlk okulda hafta sonunda öğretmenlerden ders alan lisede özel kolejlerde okuyan bir öğrenci. İkisini bir sınava tabi tutun sonuç ne olur bunu bilmek için allame olmaya gerek yoktur. Bizim durumumuz bu örneğe benzemektedir.

Düzenin  partileri trilyonlarca para hazineden yardım alırken bizler halkımızın gücüyle? kendi özgüvenimiz öz gücümüzle seçime girmekteyiz. 1.5 - 2 yıldan beri yönetim kadrolarımızdan 2000 civarında insan suçsuz hapishanelerde bekletilmektedir. Bu durumda mücadele için eşit şartlar bulunmamaktadır.

Halkın iradesinin cezalandırıldığı %10?luk baraj olmasa %5 olsa biz Türkiye genelinde %13-14 oyu rahatlıkla alabiliriz. Ama %10 olunca bize oy verecek insanlarımızın bir kısmında ya nasıl olsa barajı aşamayız diye oy heba olmasın diye  başka partiye atmaktadır. Özgür irade ile insanlarımız oy atmamaktadır. Bu uygulama Avrupa?nın hiçbir ülkesinde yoktur. Ama maalesef  bazı insanların kendilerine göre hazırladıkları anayasalarla Kürt Halkının iradesinin önüne geçmek Parlamentoya sokmamak amacındadırlar.

Osmanlıdan süre gelen inkar ve imhanın bir parçasıdır. Bu şartlarda bizimde yapabileceğimiz bir şey yok  kanun onlardan yana bizde mecburen bağımsız olarak giriyoruz. Sağ ve sol partilerin tamamı DBP?nin hazineden yardım almaması için alelacele oybirliği ile  grubu olsa da %10 barajının altında kalan partilerin hazineden yararlanmasının önüne geçildi. Ama yine dimdik ayaktayız halkımıza güveniyoruz bağımsız adaylarla yeniden meclise gireceğiz.   

Bu sivil itaatsizlik eylemlerini nasıl yorumluyorsunuz? Milletvekillerinin Polise tokat atması saldırması bunlar Barıştan yana olan bir BDP?ye kötü puan kazandırmıyor mu? Bunun BDP?ye olumlu ve olumsuz etkileri nedir?


Biz bir kısım insanların bir avuç çapulcu eylemleri olarak tanımladığı? kimi yoğun kimi zayıf ama bu bölge 30 yıldır kardeş kanının döküldüğü bir savaş var ülkede.  Kasıp kavuran? dağları bombalanan  alt yapısı harap olan 30 yıllık bir savaş var. Eski bir türküde geçtiği gibi ?Yemenin yolları çamurdandır? zenginimiz bedel öder askerimiz fakirdendir.  Kışlada ölen dağda da ölen hepsi bizim çocuklarımız. İkisi de  ne Almanya?nın ne İsrail?in nede Amerika?nın çocuklarıdır onlar bu ülkenin çocuklarıdır. Bu kanın durması için biz her çareye başvurduk. Ateşkesler yapıldı  silahlar bırakıldı. ޞimdik biz demokratik eylemler yapıyoruz.

Peki Bu Milletvekillerinin fevri davranışları  Tokat Meselesine Gelelim.  


Medya maalesef cımbızla istediğini gösteriyor. Maalesef kalem medyanın elinde istediğini yazıyor olayın öncesini araştırdımı? tamamını yansıttımı medya? hayır. Valilik ve Emniyetten alınan izinler dahilinde hiç kimseye zarar vermeden eylemler devam ederken polis tazyikli su ve biber gazı sıkar. Bu tamamen etkiye karşı bir tepkidir evet olmaması gereken bir durum keşke olmasaydı. Ama saatleri belli  izinli bir gösteriye bu şekilde bir müdahalede doğru değildir.  Yıllardır Güneydoğuda insanlar tokatlandı ezildi de nerdeydiniz. Ne hayatlar söndü kaç insan öldürüldü. Polise sahip çıkan medya bir komutana neden bana  yardım göndermediniz çıkışmasına karşılık verilen ?analar Mehmetçik doğurur ama skorsky helikopter doğurmaz.? Demiştir. Bunu söylediği zaman nerdeydiniz medya.  Keşke ikisini de eşit olarak görse ve yansıtsa. O polis bizimde çocuğumuz benim amcamın oğlu polistir. Biz düşman değiliz aksine bu emekçi insanların  kaygısı bizim kaygımız ama maalesef onlara iş yapan bir makine muamelesi yapmaktadırlar.  Ben verdiğim vergilerden maaşını alan bir insanın demokratik hakkım olan bir şeyden dolayı bana jop indiriyorsa hakkımı helal etmiyorum .

Bu genel siyaset bilgisinden sonra İstanbul 3. Bölgeyi değerlendirecek olursak burada BDP?nin durumu nedir?

ޞu anda İstanbul genelinde 4 bizim bulunduğumuz 3. bölgeden 2 Milletvekili Sebahat Tuncel ve İl Başkanımız Mustafa Avcı bağımsız aday olmuşlardır. Bu bölgede aslında bir Milletvekili daha çıkaracak kadar bir oyumuz bulunmaktadır.

Başakşehir?de küçümsenmeyecek önemli oranda hatta kilit olacak bir oya sahipsiniz.  Başakşehir her zaman nüfusu artan bir bölge durumundadır. Bu artış sizi nasıl etkiler. Biz her ne kadar birileri bize Kürt Partisi muamelesi yapsa da biz Türkiye Partisiyiz. Başakşehir seçmeninin %50?nine talibiz.

Başakşehir Birbirinden farklı bölgeler arz etmektedir.  Türkiye Partisi olma durumundan bahsediyorsunuz kendiniz Başakşehir ve Bahçeşehir Mahallelerinde de tanıtımınız yapan etkinliklerde bulunuyor musunuz? Nasıl Türkiye Partisisiniz? Başakşehir halkı  BDP?yi televizyonlardan biliyor. Sizin bir faaliyetinizi duymuyor bilmiyoruz.

Aslında sürekli etkinliklerimiz olmaktadır. Ama nasıl desek suçlu biziz burada bir ihmal olsa gerek bundan sonra basını davet etmeye gayret edeceğiz. Keşke sizlere nevruzda düzenlediğimiz etkinliklerde halkımızın yoğum ilgisini gösterme fırsatımız olsaydı.

Bir referandum atlattık ve Başakşehir?de %61 EVET %39 HAYIR çıktı bu oy oranları içinde DBP?nin oyları var Yerel Seçimde %10 yada maksimum alacağınız %14 maalesef bir seçimin kazanılmasına yetmemektedir. Bahşehir?in CHP? Başakşehir?in ise Ak Parti Tabanı ilçe genelini etkilemektedir.  Nasıl olsa kazanamayacağız diyerek bir partiyi desteklemeyi düşünüyor musunuz?

Bu takdir edersiniz ki zor bir soru. Biz tabanız tavan bazı sözler vererek bir vaatlerde bulunabilir. Biz şerh koysak ta hiyerarşik yapımız gereği  genel merkezin istikametinde hareket edebiliriz. Ama benim kişisel tercihim durum ne olursa olsun CHP ile asla masaya  oturulmaz  gibi bir düşünceye sahibim ben. Çünkü CHP son yıllarda MHP?yi geride bırakacak kadar faşizan bir yaklaşım sergileyerek Kürt Halkını zedelemiştir.

Bu çıkışlarınıza yeni CHP olarak ifade edilen Gürsel Tekin ve Kemal Kılıçdaroğlu tutumlarınızda bir değişiklik arz ettirmez mi?

Kılıçdaroğlu?nun Kürt olması ailesinin büyük bir bölümü 1937?de katledilmiş olmasına rağmen aylardan beri demokrat olarak kendini lanse eden CHP?nin Kürt lideri Kılıçdaroğlu?nun  ağzından tek bir Kürt lafı çıkmamıştır. Dileriz ki bu durum değişime uğrar ve tam demokratik bir duruma gelir ama bu günkü CHP?nin halkımız tarafından asla kabul edilebilir değildir.

O zaman Güneydoğuda yine Ak Parti ve BDP arasında Milletvekili dağılımı olucak.

Hayır öyle ifade etmeyin BDP bir tarafa? Ak Parti MHP? Saadet Partisi? Polis?  Asker  varlığı tüm oyları bir oluyor ve Ak Partiye gitmektedir.

Ak Partide  Abdulkadir Aksu gibi önemli isimlerin Güneydoğudan aday olması durumunda BDP oylarını nasıl etkiler.

Ya onların halkın arasına karışarak oy isteyecek yüzleri yok onlar ancak Ankara?da kapalı kapılar ardında aday olurlar. ޞayet Kürt halkının gelecek taleplerini savunabilecek durumda iseler gelsinler gitsinler Diyarbakır?dan aday olsunlar. Yıllardır bölgeden seçilen Milletvekilleri Kürt Halkının dertleriyle ilgilenmemiştir.

Bilerim ki bu ülkede barış ve kardeşlik tesis olur. Döküle kanların akmaması için Milletvekillerimiz gözlerini açsa bir adım atsa. Seçimden hemen sonra yeni anayasa düzenlense bu hepimizi mutlu eder. Bırakın artık gençlerin kanı üzerinden siyaset yapmayı.

BDP bize anlatıldığı gibi Sosyalist bir yapıya sahip siz ne diyorsunuz siz Sosyalist misiniz?  Dinle alakaları yok bunların denilmektedir siz nediyorsunuz?

Ben size çok acı bir örnek vereceğim bu Osmanlıda 200 yıl ders kitabı okutulmuş bir kitaptan alıntıdır. Orjinali elimde İsmail Hakkı Bursevi?nin 12 ciltlik ruhul beyan eserinden alıntıdır.  1705 yılında bitirilen bu eserin orijinal metninden bir sayfa bu. 5. Cilt 479?uncu sayfasında yer alan bir alıntı. Bakın hayatında Kürt Halkını tanıma fırsatı olmamış birinin Kürt Halkı hakkında söylediklerine bir bakın.

Kürtler kadar bozguncu Kürtler kadar cefa eziyet veren yoktur. Allahsızlar davranışları Müslümanların mallarını talan etmektir. Bildikleri zulümdür? yol kesicilik?  hırsızlıktır? insan öldürmektir Muhammed?in Ümmetine bunlar  kadar kötü bir millet vardır Allah onları çoğaltmasın onların en Salihlerinden bile sakınınız. Onların yaşadıkları bölgelerden geçmeyiniz.  Diyen bir din bilgininin kitabı 200 yıl ders kitabı okutuluyor ise bizim diyecek hiçbir şeyimiz yok.

Biz İbrahim peygamberin torunlarıyız. Böyle bir soydan geliyoruz. Biz Selahaddin-i Kürdi? ޞeyh Abdulkadir Geylani ve Saidi Nursi Bediuzzaman?ın torunlarıyız. Nasıl olurda bir din bilgini Kürtlerin Salihlerinden sakınınız diyebilir. Artk ne yapalım bilemiyoruz.  Silah bıraktırtık? siyaset yapıyoruz? sivil eylem yapıyoruz?  Cuma Namazı Kılıyoruz. Medya çıkıp bunlar siyaseti dine alet ettiler bunlar PKK?den daha tehlikeli oldular diyor.  Anlaşılır gibi değil.

Bizlere vakit ayırdığınız için çok teşekkür ederim.

Mehmet Hammutoğlu / www.BasaksehirRehberi.com  Kaynak Gösterilerek Yayınlanabilir. Aksi Kul Hakkıdır.
Bu yazı 2318 kişi tarafından görüntülendi.

Yorum Ekle

Tüm alanları doldurmak zorunludur