Her birimizin hayatı birbirine benzemekle beraber? aslında o kadar farklı ki...
Yaşam koşulları? tercihlerimizi? kişiliklerimiz? kimliklerimiz? önceliklerimiz? hayata bakış açımız? yorumlayışımız ve yaşayış tarzımızı değiştirdik. Kendimize özgü olamamanın? benzer ilişkiler ve tercihler aramanın? değişime yelken açmamız ve yelken açarken dinamiklerimizi kenarda tutmamız bizi bilinmeye bir yaşam tarzı olan modern ve çağdaşlık bilinmezinin gizemli kuyularına düşürdü.
Adını modernizim ve çağdaş? ilkeli yaşam diye nitelendirdik. Modern toplumda sosyal ve kültürel sorunlarımız? çözümlerimiz üzerine ne kadar çözüm üretiyor? zamanımızın ne kadarını ayırabiliyoruz.
Kendimizi sorgulayabiliyor muyuz? Şöyle der gibiyiz efendim zaman yetmiyor? ev ve iş arası gidip gelmekten zaman mı kalıyor. Peki? saatlerce TV izlerken? dedikodu yaparken zaman nasıl yetmekte?
Yaşadığımız asrın son çeyreğinde toplum ve bireyler olarak modernleştiğimizi? bu modernleşme ile birliktede sorunlarımızın ortaya çıktığını? mutsuzluğumuzun arttığını düşünüyoruz.
Nedir bu modernizim? Hangi şekillerde modern olunuyor. Giyim? kuşam? yemek ya da birkaç süslü söz? kelam? yabancı kelimelerle? kişiye göre değişen yapmacık ahvalimizle! Moderniz mi birçok bilim ve felsefeciler bilime? ahlaka? sanata ve insanın aklına güvenmenin? özgürlükçü? eşitlikçi olarak tanımlamaktalar...
Kültürümüzdeki yozlaşma? yaşama tarzımızdan? kıyafetimize? edebiyatımıza ve yemeğimize kadar birçok olumsuzlukları beraberinde getirdi. Son 10 yılda buna TV ve sanalda eklenince Aile yapımız? bireysel? toplumsal sorunlar büyümeye başladı. Modernizim önce aile yapımızı yıprattı. Bu nedenle de toplumsal huzursuzluklar çığ gibi büyüdü. Modernizim bizi düzeltmek? daha iyi bir yaşam sağlamak için düşünülürken? aksine yıkıcı olmaya başladı. Modernizimde maneviyat zayıflatılınca tabii haliyle yıkıcı oluyor. Şükretmeyi unuttuk ve sürekli zihnimiz tüketim? şükürsüzlük ve ağlamayı öğrendik. Haliyle de kazandıklarımızda bereket? yaşamımızda mutluluk yok. Tv ;lerde izlenen birçok diziler günümüz insanını asosyal yapıyor. Az olan ahlaki değerlerini altüst edşyor? tüketime teşvik ediyor. Bazı kanallar varki artık ahlaksızlıkta? çarpı ilişkide? maneviyatsızlıkta?toplumun örf ve adetleri konusunda sınır tanımaz hala geldi. Mutlu olmayı? huzuru başka yerde arayınca haliyle mutsuzluk her yeri sardı. Akşamları baba ve anneler TV ;de maç ve dizi izleyebilmek için yemeklerini ayrı ayrı yemekteler? haliyle evde birlik? dirlik? saygı yok. Herkes için ayrı bir sofra kurulmakta. Sonrada adı modernizim? özgürlük ve tarifini bilmediğimiz kavramlar. Mutfakta masanın üzerinde duvara asılı baş tacımız olmuş. Seyrettiğimiz dizilerdeki kişilik özellikleri ve karakterler o kadar birbirine benziyor ki.
Masum olmayan? mutluluk oyunları oynayan? akıllı ve kurnaz olursan istediğini alırsın? elde edebilirsin imajı oluşturulmakta. Bu da insan ruhunda bozulmaya yol açıyor. Ve sonra çocuklarımız hırçın? asabi? saygısız? söz dinlemeyen bir ahval içinde. Çünkü ebeveynler olarak dizilere ve maçlara ayırdığımız
zamanın üçte birini ayırsak önce evimiz sonra çevremiz ve toplumumuz huzura? feraha? felaha ve saadete kavuşur. Stresten uzak olur? saldırganlıkların önüne geçeriz. Bu nedenle de ufak birkaç adımla
evimizdeki olumsuzlukların önüne geçebiliriz.
Kısacası dizi dizi hayatlar yaşar olduk. Ve her şeyimiz de diziler var artık...
1.Yemeği ailece birlikte yemek.
2.TV izlemeyi azaltmak ayda hiç izlememek evde ev halkıyla sohbet etmek.
3. Belli saatlerde kitap okuma alışkanlığı oluşturmak? fikir jimnastiğinde bulunmak
4. Münazaralarda bulunmak? çocuklarla oyun oynamak.
5.Farklılıkları sakin ve karşısındakine değer vererek tartışmak.
6. Kandilleri? bayramları kutlamak? özel günlerde ufak hediyeler almak.
7. Birbirimizi anlamalıyız? nezaketi? zerafeti ve güzel sözü eksik etmeyelim.
8.Maneviyatımızı sürekli besleyelim ve çocuklarımıza telkinde bulunalım.
9. Ben duygusuyla değil de "BİZ" duygusuyla hareket edelim.
15.12.2009 Ercan GÜMÜŞ 15:16
Bu yazı 2644 kişi tarafından görüntülendi.