19 Temmuz 2009
Laikçi kızla Fethullahçı gencin aşkı mümkün mü?

Laikçi kızla Fethullahçı gencin aşkı mümkün mü?

Basaksehiretap2.org haber

?İstanbul?da oturdukları sitenin bahçesinde başını eşinin dizine dayayan çifti? güvenlikçiler ?uygunsuz davranışta bulunuyorlar? diye feci şekilde dövdü.? deniliyor.
Haberin devamında;

?Çengelköy?de yer alan ?Ata 2? sitesinde yaşayan Serkan ve Semra Durul çifti? akşam saatlerinde sitenin parkında otururken yanlarına güvenlikçiler geldi. Çift? site güvenliğinin eşinin başına dizini yaslayan Semra Durul?un hareketini uygunsuz bulması üzerine sert müdahaleyle karşılaştı.

Semra Durul? olayı şöyle anlattı: ?Banka oturduk? daha sonra eşimin dizine yattım. En fazla 2 dakika sonra güvenlik elemanı geldi? ?Uygunsuz vaziyettesiniz? dedi. Ben neye uğradığımı şaşırdım tabii. ?Acaba? dedim; ?ޞaka mı yapılıyor?? Eşimle birlikte birden feryat ettik? söylenen laf çok garipti çünkü. Uygunsuz ne demek??

ޞİKAYETÇİ OLDULAR

Serkan Durul ise yaşananları ??Uygunsuzlukla ne demek istiyorsunuz?? dedim? bağırmaya başladım. O da bana bağırmaya başladı. Telsizi fırlattı ilk önce? sonra yumruklar tekmeler havada uçuştu? sözleriyle anlattı. Güvenlik görevlisi tarafından darp edildiğini idida eden Serkan Durul? karakola şikayette bulundu.
Serkan Durul? ?Karakola gittik? ?Darp iziniz var mı?? dediler; ?Var? dedik. Darp izi raporlarımı aldım? tekrar karakola gittim? ifade verdim? Ve bu şahsa da? biz giderken? ?Görev yerine git? dediler. Ben şu anda can ve mal güvenliğimden kaygı duyuyorum. Ne yapacağız bilmiyorum. Yaşadığımız yerde bizi korumakla görevli insanların bize böyle davranması çok acı? diye konuştu.?

İlginç bir tesadüf ki; haberi okurken; 12/07/2009 tarihinde Toplu Yapı Yönetimi e-posta adresine bir sakinimiz tarafından gönderilen mesajı hatırladım.

Hoş bir ironi olsa gerek? sakinimizin gönderdiği e- posta?yı; haberi okuyunca küçük bir yorum eşliğinde kamuoyu ile paylaşmak istedim.

Sakinimiz 12/7/2009 tarihli gönderdiği e-postasında Başakşehir 2. Etap? a bulunan Rekrarasyon alanı ile ilgili gözlem ve değerlendirmesini anlatıyor ve soruna(!) çözüm talep ediyor.

Basaksehiretap2.org?a gelen mesaj

Sakinimiz e-postasında;

?Piknik alanı kontrolumuz disinda sanirim.Artık cok sık uygunsuz durumlarla karşılaşıyoruz.
Alanda bira türü alkollü içki tüketenler ? her kesin gözü nünde kucak kucağa oturanlar.
Kendi gözümle şahit olduğum E11 blok karşısı yolun 10M gerisinde çimlerin üzerinde karısımı bilemiyorum artık kucağına almış vaziyete sarmaş dolaş halde idiler.
Yakınlarına oturup sessiz protestomu yaptım ve benim kendilerine baktığımı anlayınca rahatsız olup gittiler.Takip ettim Onurkent e gittiler.
Basketbol sahalarının daha ileri bölgeleri adete sevgililerin buluşma yeri olmuş.
Güvenlik görevlisinin hiç uğramadığı bu bölgede ailelerimiz ve çocuklarımız gün içerisinde bulunuyorlar ve biz buraları onurkente bırakmışız.
Bu gün o bölgede iken iki gencin(kız ve erkek) basketbol sahalarından ileri blgeye gittiklerini gördüm.
Bir süre sonra bölgeye doğru gittiğimde yer sergilerini sermiş baş başa el ele göz göze . . . olduklarını gördüm.
Kendilerine nerde oturduklarını sordum Onurkentte oturduklarını ve sözlü olduklarını söylediler.

Kimliklerini sordum Erkek 1991 doğumlu? kız ise 18 yaşında olduğunu söylemesine rağmen kimliğin olmadığını söyledi.

Tahminim kız 16 yaş civarlarında ve başörtülü idi.
Bu bölgelerin güvenlik kontrol noktalarına eklenmesi ve bu şekilde kullanılmasının önüne geçilmesi gerektiğine inanıyorum.
Saat 10:00 ? 15:00 arası o bölgede idim ve hiçbir güvenlik bölgede görülmedi? diyor


Basaksehiretap2.org? Yorumu


Yaşadığımız toplumda? farklılığa tahammül konusunda bir sıkıntı olduğu kuşkusuz. Sınırları zorlamak gibi toplumsal bir sorunumuz var. Farklılığa tahammül ve toplumsal duyarlılık konusunda sorun yaşıyoruz. Her iki olay içinde aslında kendi doğrularımızı dayatma veya toplumsal hassasiyeti önemsememe gibi ben merkezci ?bencillik? söz konusu.

?ޞehirli olmak?? ?Medeni? veya ?Çağdaş? olmak? kısaca ?İnsan? olmak aslında tüm düşünce ve inanç farklılıkların? bir ortamda birbirine saygı ile katlanması? kimsenin kimseyi biçimlendirmeden? kendi değerlerini dayatmadan yaşayabilmesi? ortak değerleri paylaşma iradesi değilmidir?

Günümüz modern toplumlarda? ?Ne kadar kafa? o kadar farklı düşünce; ne kadar kalp? o kadar farklı inanç? söz konusudur. İnsan olan yerde elbette? yanlış yapılacaktır? hata olacaktır? o insanların kendi hatalarını fark etme şansını onlara vermek gerekmez mi? Neden? bize benzemeyen davranışlarını onaylamadığımız kişi ve kişilere hoşgörü ile yaklaşmak değil de? davranışlarını biçimleme? bize göre ?hata? larını düzeltmek? tercihlerimizi dayatmak isteriz. Yetki ve otoritenin tercihlerimizin gereğini yerine getirmeleri konusunda taraf olması beklenir.


Basaksehirreberi.com?un Ek Haberi

Laikçi kızla Fethullahçı gencin aşkı mümkün mü?

Ayşe Arman bugün bir okurundan gelen mektubu köşesinde yayımladı. Emekli bir albayın kızı? Fethullahçı bir ailenin oğluna aşık olduğunu ama bu ilişkinin yürüyüp yürümeyeceğini soruyor.



Karşı mahalle?den birine aşık oldum

21 yaşındayım? kendimi bildim bileli seni okurum. Bana hep başka pencereler ve ufuklar açtın.

Soyunmanı? tesettürünü? karşı mahalleyi bize tanıtma çabanı takdir ediyorum? şimdi de bana bir konuda yardımcı olmanı istiyorum.

20 sene önce sağcı-solcu? Alevi-Sünni? Süryani aşkları varmış.

Hayat görüşlerinden dolayı kavuşamayan aşıklar.

Bugün de laik-anti laik aşklar? sevdalar var.

Ben? ?Cumhuriyet bekçisi albay bir baba?nın kızıyım.

O ise? yaşlılığını Fethullah Gülen ögrencileri için yardım toplayarak geçiren bir babanın oğlu.

Ben? 42 yaşında ama ablam gibi duran? son derece fit? hâlâ taş gibi bikinisini giyen bir annenin kızıyım.

O ise? tesettürlü bir annenin oğlu.

Ben İstanbul Teknik Üniversitesi?nde okuyorum ve okulum en güzel kızlarından biriyim. İster açık giyineyim? ister kapalı? her durumda bütün gözler üzerimde olur. Takıp takıştırmayı severim. Havalı? özgürlüğüne düşkün? rakı-balıktan? peynir şaraptan ve her türlü içkiden keyif alan biriyim.

O ise bana? 1- İçki içme? 2- Beni rahatsız edecek şeyler giyme? 3- Erkek arkadaşların olmasın diyen bir adam.

Özel bir üniversitenin işletme bölümünden mezun ve mütehhitlik yapıyor.

Yanlış anlama? tesettüre filan girmemi istemiyor. Ama daha mutaassıp yaşamamı istiyor. 27 yaşında ve hâlâ ailesiyle oturuyor. Onlardan ayrı evi olamaz? evlense bile ?mahallesi?nden ayrılamaz.

Bu vakte kadar çevresinde çok kız olmuş? ama sanırım güzelliğime ve bakire oluşuma kapılıp? benimle evlenmek istiyor. ?Sen iyi bir kızsın? diyor? beni saf buluyor? gerçekten seviyor. Bakma? bir sürü de anlaştığımız nokta var? çok merhametli? şefkatli bir adam. Ben de onu seviyorum ama kara kara düşünmekten de kendimi alamıyorum:

Bu evlilik yürür mü?

Ben onun ailesiyle anlaşabilir miyim?

?Aurora?nın İncileri?ni okurken yanında içtiğim bir kadeh keyif şarabını içmeye devam edebilir miyim?

Kayınvalidemle alışverişe gittiğimde mini etek alabilir miyim?

Yoksa hayal mi bunlar?

Bunların hiçbiri olamayacak mı?

Ya doğacak çocuğum?

Babası gibi Fethullah Gülen?in okullarında mı büyüyecek? yoksa dedesi gibi Atatürk hayranı mı olacak?

Benim babamla onun babası bir araya gelince? ne konuşacak?

Daha uzatmayayım...

Ayrılmayı çok denedim ama şu an için vazgeçemiyorum? sürekli kavga ediyoruz sonra da tutkulu bir şekilde barışıyoruz.

Seni çok sevdiğimi ve düzenli takip ettiğimi biliyor. Bana ?Okuma şu ahlaksız kadını? diyor. Ben de ?Onun bu ahlaksızlığını seviyorum? diyorum.

Var mıdır benim gibi? ?karşı mahalle?den birilerine gönül vermiş kızlar? Evlenenler? Kim kime uymuş? kim kimin için değişmiştir? Değişebilmiş midir? Bu evlilikler yürümüş müdür?

Ne dersin Ayşe...

Sence? bizim için bir umut var mı?

Ya sen bana cevap ver? ya da okurlarına soruver.

(Zeynep A.)



SİZ NE DİYORSUNUZ?

1- AޞK? HER ޞEYİN ÜSTESİNDEN GELİR.

2- DELİ MİSİN? DAVUL BİLE DENGİ DENGİNE? HEMEN AYRIL O ADAMDAN.

Ah Zeynepçiğim...

Bir gazeteci olarak bayıldım gönderdiğin mail?e.

Başlığı yeter bir kere: ?Karşı mahalleden birine aşık oldum!?

Son derece baştan çıkarıcı? son derece oyuncaklı...

Günlerce tartışabiliriz.

Ama senden yaşça büyük bir kadın olarak? senin için endişelendim? ?Of ki ne of? dedim.

İçimden iki temel duygu geçirdim.

1- Aşk her şeyin üstesinden gelir! Yeteri kadar seviyorsanız birbirinizi? bütün engelleri aşarsınız. Sen yüreğinin sesini dinle...

Diğer duygum da 40 yaşın sesiydi? biraz alaylı şöyle dedi:

2- Kıza palavra sıkma da? gerçeği söyle! Senin kızın olsa? Alya bunları yazıyor olsa? üç buçuk atmaz mıydın korkudan? ?Aman Allah?ım nedir bu başımıza gelenler!? demez miydin? davul dengi dengine? yürümez. ?Acilen bu adamdan ayrıl? mümkün değil!? de...

Gerçi hayat senin hayatın? kararı sen vermelisin. Bedelleri de tabii sen ödeyeceksin. Çünkü bedelsiz hiçbir şey yok hayatta. Benzer kültürlerden gelmek önemli? çoğu durumda gerekli? ama illa öyle olmalıdır diye bir şey yok.

Alya geçenlerde? ?Anne? aşık olunca evleniliyor? öyle değil mi?? diye sordu? ?Yoo? dedim? ?Aşık olunca birlikte yaşıyorsun. Biz babayla sen benim karnımın içine girince evlendik. Sen de sevgilinle önce aynı evde yaşarsın? duruma bir bakarsın...?

Masal kitaplarında? prensesler ve prensler kavuşunca hep evleniyor ya? bize hayatta en önemli şey buymuş gibi sunuluyor ya...

O da öyle zannedermiş... 4.5 yaşındaki kızımın henüz söylediklerimi anlamasını beklemiyorum...

Evet? aşk her şey? ama ben çocuğumun tutkuyla bağlı olacağı bir işi? bir mesleği de olsun istiyorum. 20?li yaşlarında evlenmeye kalkarsa üzülürüm? ama yapacak bir şey yok? hayat onun hayatı...

Fethullahçı biriyle evlenmeye kalkarsa -itiraf ediyorum- daha da çok üzülürüm ama yine yapacak bir şey yok? hayat onun hayatı...

Bana? tesettürlü biriyle ?dünür? olamazmışım gibi geliyor? kim bilir belki de yanılıyorumdur.

Gel okurlara da soralım.

Her kafadan farklı bir ses çıkacaktır? herkes önümüze farklı bir hikaye sunacaktır...

Güzel olan da bu ya...

Zeynep?in mektubunu okuyanlar...

Yaşadığınız benzer laik-anti laik aşklar? evlilikler varsa? lütfen bizimle paylaşın...


Basaksehirreberi.com?un Yorumu

Mahelle baskısı bu olsa gerek? ne kadar tahamülsüz duvarlar oluşturmuş insanlar arasına. Aslında bunların temelinde yatan sorun? sevgiyi yok etmiş olmamızdır. Ne Müslüman?ımız Müslüman? ne laik?imiz Laik? ne Solcumuz Solcu? ne Sosyalist?imiz Sosyalist? hepimiz fıtratı zorlayarak yaşıyoruz. hiç birimizde bir kalite yok? bir bilgiye bir bilince dayalı yaşam yok? okumuyor araştırmıyoruz.

Her şeyden önce karşınızda bir insan var ve onu bir hiç sayamassınız.

Tüm dinler insanı yaratan Allah?ın insan yaşamı için hazırladığı bir formattır. Bu durumda sorun dinlerin kendisin de değil dinleri ile oynayan çıkarları için değiştiren ve karşı tarafta olan insanlar arasında sevgi ve hoşgörü iplerini kesen sosyal ilişkilerde sınırı koyan günümüze gelene kadar yüksek duvar oluşmasını sağlayan çıkarcı müflis zihniyettir.


İdeolojiler de temelde insan mutluluğu için ortaya çıkmış. Ancak hepsinde imalat hatası olduğu ve gerçekleşme imkanı neredeyse hiç olmadığı için Onlarda bir süre sonra birileri eşit? birileri daha eşit olmuş? çıkar ve sömürü ağı haline dönüşmüş olması aradaki sosyal kopukluğu ve yüksek duvarların oluşmasını sağlamıştır.

Bu durumda masum duygular ve bilmeden yapılan davranışlar için ne yapmak gerekir. Yeni bir dünya kurmak mümkün değil. Tüm araştırmalara rağmen Marsta hayatta bulunamadı? aya ayak basılıp basılmadığı tartışılırken biz yaşıyoruz hayat devam ediyor. Her şeye vurdum duymaz olup böyle gelmiş böyle gider mi diyeceğiz. Yahudilerin ifadesi ile bizi öldüren zamandan başka bir şey değildir deyip ölümümü bekleyeceğiz.

Öncelikle herkesi seveceğiz. Sonra kendi ideolojimizin yada dinimizin gereklerini yaşamak istiyorsak asıl kaynaklardan öğrenip adam gibi yaşayacağız. Herkes istediği gibi yaşasın herkesin sorumluğu kendine. Dinini tebliğ etmek yada kendi ideolojini başkasına mı anlatacaksın o halde söz ve baskı yolu değil temsil yoluyla anlatmak gerekir. Allah insana akıl vermiş kimseye akılsız muamelesi yapıp bunlar bir şeyden anlamaz demeye gerek yok. Siz doğru yolda olduğunuza inanmışsanız doğrularınızı yaşayacaksınız. Akıl sahibi insanlarda onu görüp doğruya yöneleceklerdir.

Ya olay senin bildiğin gibi değil şunlar varya diye başlayan ve karşı tarafı beyinsiz yerine koyan konuşmalar aslında kendi temsil yetersizliğimizden kaynaklanmaktadır.

Peygamber döneminde bir Müslüman Medine sokaklarından geçerken Yahudi kendi oturuşunu düzeltiyorsa O Müslüman da ki temsil yeterliliğinden kaynaklanmaktadır.

Özetle Allah önceki kavimlerden bahsederken ?onlar bir kavimdi gelip geçtiler onların yaptıkları kendilerine sizin yaptıklarınız sizedir? ifadesini iki defa aynı şekilde telaffuz etmesi gereksiz değil. Karşı tarafı değiştirmek yerine bizim kendimize yönelip kendi eksiklerimizi giderme yoluna gitmekten geçiyor sorunların çözümü.

İnsan haklarına ve hanesine tecavüz olmadığı müddetçe kesinlikle insanı insan olmasından dolayı sevmeli? saygı ve hoşgürü göstermeliyiz.


Zeynep ;e not

Akıl Cumhurbaşkanı gibidir? Kalp Başbakan gibidir. Cumhurbaşkanı doğruları kanunları tavsiye eder? ama Başbakan kendi siyasi çıkarları doğrultusunda karar verir. Kalbinin sesi ve aşk önemli ancak denge dahada önemli olduğunu düşünüyoruz. sizinki de aşk tan çok tutkuya yakın. Aşk fedakarlığı ; fedakarlıkta başarılı bir evliği sağlar. sizin fedakarlık yapmak istemeden birlikteliğizi sürdürmek istemeniz ancak aşktan çok tutkuyla açıklanabilir.

Başakşehir Rehberi.com
Bu yazı 2012 kişi tarafından görüntülendi.

Yorum Ekle

Tüm alanları doldurmak zorunludur